İletişim: dusuncedehlizi@gmail.com

8 Nisan 2015

Chat(1)

00011101010000111  &  11111000100010
010101010111111110  ^   00011111111111
11010101010101010 ||  11101010101010


Yazdığın, sesli ifade ettiğin tümlerin; ikili (sayısal) düzene dönüşüp yola çıkıyor; internet denilen alemin güzergahında rotasını çiziyor, istediğin hedef(ler)e ulaşıyor. İkili düzenden, senden çıkmış orjinalliğine dönüşüyor ve hedef(ler)inin algısına (ekranına, hoparlörüne vesaire vesaire) yansıyarak seni anlaşılır bir paylaşımcı kılıyor. Dijital iletişim. Sanal sohbet.

Bu imkan, devlet bazında militer organlar tarafından kullanılıyordu. Zamana eşlik ederek ilerleyen imkanlar ‘PC’ denilen bir imkanı –lüks evrimi- sundu evlere. Personal Computer: Kişisel bilgisayar. Bu inovasyon öncesinde, devlet kurumları ve ticari sektör bürolarından öteye geçememişti bilgisayar; pahalı ve gereksizdi. Bazıları için hep böyle kalsa idi keşke; ödenilemez bir lüks…

Derken; evlere girmiş bilgisayarları, sohbet için de kullanmaya başladı insanlar(ımız). Kan-ter içinde ortamlar arıyor, çeşitli siteleri geziniyordular.  Aynı hızda çeşitli siteler kuruldu; muhtelif yazılımlar hazırlandı sanal sohbeti yaygınlaştırmak ve zenginleştirmek için.

Müthiş bir imkan, hayretle kullanılacak bir lüks insanlık için. Sanal sohbet; dünyada biraraya gelmenizin mümkün olmadığı insanları tanımak değil de, dinleme fırsatı veriyor size zira. İyi bir gözlemci iseniz, dünyadaki düşünce renklerinin bir çoğundan haberdar olabileceğinizi söylemek mümkün, sanal sohbet vesilesi ile…

Toplumumuzda, sık sık müşahede ettiğim ve düşüncelere daldığım bir husus; tüketim hunharlığı. tüketici canavarlığı. Bir çok konuda olduğu gibi, chat konusunda da ayarsız bir hunharlığımız var. Çok az konuda bilgisi olan; buna mukabil, her konuda konuşabilenler cenahından olmamız hasebiyle; kendi çapımızda türlü türlü tanımlamalar, saçmasapan kıstaslar getiriyoruz sanal sohbete. Herkes profesyonel chatçi, herkes racon belirleyici adeta…

Lakin, az biraz akıl sahibi olarak baktığınızda…

İnsanları birbirine düşürerek sohbet tetiklediklerini iddia edenler, birbirlerine düşürdükleri insanları izlerken geviş getirenler, sırları ağızdan ağıza dolaştırarak dedikodu kazanı kaynatanlar, stres atmak adına edep çizgisini zorlayanlar, insanların ayıpları ile dalga geçenler, çevrenin ayıplarını ortaya dökerek kendi pisliklerini örtenler, çözüm üretmek yerine kaos peşinde olanlar, diğerlerinin mutsuzluklarından mutluluk duyanlar, dikkat çekmek için dorselerini yırtanlar, dikkat çekme boyutunu terbiyesizliğe kadar taşıyanlar, ‘Reklamın kötüsü yoktur’ felsefesi ile her türlü orostopolluğu mübah telakki edenler, kendi ailelerindeki müennesler dışında (chate katılan) tüm kadınları birer mastürbasyon unsuru olarak gören hanzolar, fahişelere haddini bildirme kamuflesi ile yetmiş milyonun çocuğu gibi davrananlar, hedefine ulaşmak için en iğrenç metodlara başvurmaktan çekinmeyenler, anomi hastalığına tutulup kendini yeğane belirleyici sananlar, muhaliflerini klişe yaftalara sarılarak bastırmaya çalışanlar, bilgi paylaşımından maada ego tatmini peşinde olanlar, narsistleşmiş karakterlerini doyurmak için çırpınanlar, en adi hareketleri zeka ürünü imiş gibi pazarlayanlar, sosyal şizofrenilerini çamurluk yaparak kabul ettirmeye çalışanlar, ‘Bütün erkekleri içimde misafir edebilirim’ nidasında kırıtanlar, ‘Kadınların hepsi bana hasta’ şarlatanlığında sırnaşanlar, şeytanlığı marifetin en üst şubesinden görenler; bunlara ne yaptıklarını sorduğunuzda, ‘Chat yapıyoruz şurada’ cevabını alıyorsunuz. Dahası da var. Bu sayageldiğimiz tutumları, bu alemin dorseliğinden ötürü tercih ettiklerini söylüyorlar. Yalan söylüyorlar…

Davranış bilimleri uzmanı olmak şart değil, bazı detayları yakalayıp analiz yapabilmek için…

Mesela…

Chat ortamında kendilerine gereken saygının gösterilmediğinden şikayetçi olan; sanal sohbet ortamlarının dikenlik olduğunu dikkate aldığını sanan kadınlar. Küfürcülerden, ağzı salyalı hanzolardan, kadın sesi duyduğunda El(izabeth) ile sevişmeye başlayanlardan şikayetçi oluyorlar. Olabilirler. Lakin bu kadınlar; evet evet bu kadınlar, dikenliğin içinde gezinir iken ince çorap giymekten de geri durmuyorlar. Sonra da giydikleri ince çorap kaçınca, bağırıp zırlıyor, duygu sömürüsü yapmaya başlıyorlar. Sen değil misin gezdiğin yerin dikenlik olduğunu anlayabilecek kadar zeki olduğunu iddia eden ve buna karşın o dikenleri üstüne çekebilmek için dikenlerin arasında bale yaparcasına cirit atan..? İnce çorabı giyer, dikenlerin arasında sahne budalalığı yaparsan, çorabın (içine) kaçar Gülüm. Sen, sen ol; dikenlikte ince çorap giyme, sahne manyağı ise hiç olma.

Az biraz daha mesela…

Chat ortamından nemalanan, küfürcüleri saflarına çekip tetikçi olarak kullanan, ağzı salyalı hanzolara ucundan gösterip ellerine mavi boncuk tutuşturan kadınlar. Bunlar profesyonel chatçi kendi deyimlerine göre; sosyal ahlak skalası ise amatörlüğü aşmış, işi profesyonelliğe dökmüş fahişe diyor böyle davrananlara. Bunlar bahsi geçen ince çorabı bilinçli giyerler; dikenlerin arasında öyle bale ile de uğraşmazlar, direk gangnam stiline bağlar, ince çoraplarının kaçması için dehşet bir efor sarf ederler. Amaçları nettir aslında, kaçan çorabın içinden bıngıl bıngıl serpiştirmek isterler ortalığa. Çok da namusludurlar bunlar, kimseye koklatmazlar hatta (güya). O çorap kaçtığında, değil alık alık bakanları, reaksiyon neticesinde gözleri kayanları dahi yadırgayarak namus raconu keserler. Buna paralel olarak,  ‘Ayh….çorabım kaçtı’ gibi dişi refleksleri de cilve ağı olarak kullanırlar. Bu cenahın hiç dayanamadığı vaka şudur; birilerinin ‘Hıyarım var’ dediğini duymaya görsünler, tuzluğu kapıp koşarlar; yapılacak bir şey yok, hıyarı tuzluyarak yemekten aldıkları hazdan kaynaklanıyor. Böylelerine tükürmeyi israf sayanlardan olduğumuz sürece, orostopolluklarını çevreye bulaştırma lüksleri minimum dereceye düşecektir.
 
Bir de…
Bir de asil kadınlar var arkadaş, tüm dünyayı asaletleri ile güzelleştiren kadınlar. Mahremlerini konuşmayı zul addederler, görüntü salaklığı yapmazlar, güzelliklerinin malzeme yapılmasından rahatsız olurlar vesaire vesaire. Fazla söze gerek yok bu güruhu tanımlamak için. Dileğim şu; her akl-ı selim erkeğin başına gelebilecek en güzel şeydir asil kadın!.. Bunlardan da, çok nadir de olsa, chatin bir kaç yerine serpiştirilmiş, var; kıymetleri bilinsin, kâfî…

Erkekler mi ?
  
Fırsatım olduğunda, bizi de geçireceğim kalemimin süzgecinden; sıkıntı yapmayın hatunlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder