00011101010000111 & 11111000100010
010101010111111110 ^ 00011111111111
Yazdığın, sesli ifade ettiğin tümlerin;
ikili (sayısal) düzene dönüşüp yola çıkıyor; internet denilen alemin
güzergahında rotasını çiziyor, istediğin hedef(ler)e ulaşıyor. İkili
düzenden, senden çıkmış orjinalliğine dönüşüyor ve hedef(ler)inin
algısına (ekranına, hoparlörüne vesaire vesaire) yansıyarak seni
anlaşılır bir paylaşımcı kılıyor. Dijital iletişim. Sanal sohbet.
Bu imkan, devlet bazında militer organlar
tarafından kullanılıyordu. Zamana eşlik ederek ilerleyen imkanlar ‘PC’
denilen bir imkanı –lüks evrimi- sundu evlere. Personal Computer:
Kişisel bilgisayar. Bu inovasyon öncesinde, devlet kurumları ve ticari
sektör bürolarından öteye geçememişti bilgisayar; pahalı ve gereksizdi.
Bazıları için hep böyle kalsa idi keşke; ödenilemez bir lüks…
Derken; evlere girmiş bilgisayarları,
sohbet için de kullanmaya başladı insanlar(ımız). Kan-ter içinde
ortamlar arıyor, çeşitli siteleri geziniyordular. Aynı hızda çeşitli
siteler kuruldu; muhtelif yazılımlar hazırlandı sanal sohbeti
yaygınlaştırmak ve zenginleştirmek için.
Müthiş bir imkan, hayretle kullanılacak
bir lüks insanlık için. Sanal sohbet; dünyada biraraya gelmenizin mümkün
olmadığı insanları tanımak değil de, dinleme fırsatı veriyor size zira.
İyi bir gözlemci iseniz, dünyadaki düşünce renklerinin bir çoğundan
haberdar olabileceğinizi söylemek mümkün, sanal sohbet vesilesi ile…
Toplumumuzda, sık sık müşahede ettiğim ve
düşüncelere daldığım bir husus; tüketim hunharlığı. tüketici
canavarlığı. Bir çok konuda olduğu gibi, chat konusunda da ayarsız bir
hunharlığımız var. Çok az konuda bilgisi olan; buna mukabil, her konuda
konuşabilenler cenahından olmamız hasebiyle; kendi çapımızda türlü türlü
tanımlamalar, saçmasapan kıstaslar getiriyoruz sanal sohbete. Herkes
profesyonel chatçi, herkes racon belirleyici adeta…
Lakin, az biraz akıl sahibi olarak baktığınızda…
İnsanları birbirine düşürerek sohbet
tetiklediklerini iddia edenler, birbirlerine düşürdükleri insanları
izlerken geviş getirenler, sırları ağızdan ağıza dolaştırarak dedikodu
kazanı kaynatanlar, stres atmak adına edep çizgisini zorlayanlar,
insanların ayıpları ile dalga geçenler, çevrenin ayıplarını ortaya
dökerek kendi pisliklerini örtenler, çözüm üretmek yerine kaos peşinde
olanlar, diğerlerinin mutsuzluklarından mutluluk duyanlar, dikkat çekmek
için dorselerini yırtanlar, dikkat çekme boyutunu terbiyesizliğe kadar
taşıyanlar, ‘Reklamın kötüsü yoktur’ felsefesi ile her türlü
orostopolluğu mübah telakki edenler, kendi ailelerindeki müennesler
dışında (chate katılan) tüm kadınları birer mastürbasyon unsuru olarak
gören hanzolar, fahişelere haddini bildirme kamuflesi ile yetmiş
milyonun çocuğu gibi davrananlar, hedefine ulaşmak için en iğrenç
metodlara başvurmaktan çekinmeyenler, anomi hastalığına tutulup kendini
yeğane belirleyici sananlar, muhaliflerini klişe yaftalara sarılarak
bastırmaya çalışanlar, bilgi paylaşımından maada ego tatmini peşinde
olanlar, narsistleşmiş karakterlerini doyurmak için çırpınanlar, en adi
hareketleri zeka ürünü imiş gibi pazarlayanlar, sosyal şizofrenilerini
çamurluk yaparak kabul ettirmeye çalışanlar, ‘Bütün erkekleri içimde
misafir edebilirim’ nidasında kırıtanlar, ‘Kadınların hepsi bana hasta’
şarlatanlığında sırnaşanlar, şeytanlığı marifetin en üst şubesinden
görenler; bunlara ne yaptıklarını sorduğunuzda, ‘Chat yapıyoruz şurada’
cevabını alıyorsunuz. Dahası da var. Bu sayageldiğimiz tutumları, bu
alemin dorseliğinden ötürü tercih ettiklerini söylüyorlar. Yalan
söylüyorlar…
Davranış bilimleri uzmanı olmak şart değil, bazı detayları yakalayıp analiz yapabilmek için…
Mesela…
Chat ortamında kendilerine gereken
saygının gösterilmediğinden şikayetçi olan; sanal sohbet ortamlarının
dikenlik olduğunu dikkate aldığını sanan kadınlar. Küfürcülerden, ağzı
salyalı hanzolardan, kadın sesi duyduğunda El(izabeth)
ile sevişmeye başlayanlardan şikayetçi oluyorlar. Olabilirler. Lakin bu
kadınlar; evet evet bu kadınlar, dikenliğin içinde gezinir iken ince
çorap giymekten de geri durmuyorlar. Sonra da giydikleri ince çorap
kaçınca, bağırıp zırlıyor, duygu sömürüsü yapmaya başlıyorlar. Sen değil
misin gezdiğin yerin dikenlik olduğunu anlayabilecek kadar zeki
olduğunu iddia eden ve buna karşın o dikenleri üstüne çekebilmek için
dikenlerin arasında bale yaparcasına cirit atan..? İnce çorabı giyer,
dikenlerin arasında sahne budalalığı yaparsan, çorabın (içine) kaçar
Gülüm. Sen, sen ol; dikenlikte ince çorap giyme, sahne manyağı ise hiç
olma.
Az biraz daha mesela…
Chat ortamından nemalanan, küfürcüleri
saflarına çekip tetikçi olarak kullanan, ağzı salyalı hanzolara ucundan
gösterip ellerine mavi boncuk tutuşturan kadınlar. Bunlar profesyonel
chatçi kendi deyimlerine göre; sosyal ahlak skalası ise amatörlüğü
aşmış, işi profesyonelliğe dökmüş fahişe diyor böyle davrananlara.
Bunlar bahsi geçen ince çorabı bilinçli giyerler; dikenlerin arasında
öyle bale ile de uğraşmazlar, direk gangnam stiline bağlar, ince
çoraplarının kaçması için dehşet bir efor sarf ederler. Amaçları nettir
aslında, kaçan çorabın içinden bıngıl bıngıl serpiştirmek isterler
ortalığa. Çok da namusludurlar bunlar, kimseye koklatmazlar hatta
(güya). O çorap kaçtığında, değil alık alık bakanları, reaksiyon
neticesinde gözleri kayanları dahi yadırgayarak namus raconu keserler.
Buna paralel olarak, ‘Ayh….çorabım kaçtı’ gibi dişi refleksleri de
cilve ağı olarak kullanırlar. Bu cenahın hiç dayanamadığı vaka şudur;
birilerinin ‘Hıyarım var’ dediğini duymaya görsünler, tuzluğu kapıp
koşarlar; yapılacak bir şey yok, hıyarı tuzluyarak
yemekten aldıkları hazdan kaynaklanıyor. Böylelerine tükürmeyi israf
sayanlardan olduğumuz sürece, orostopolluklarını çevreye bulaştırma
lüksleri minimum dereceye düşecektir.
Bir de…
Bir de asil kadınlar var arkadaş, tüm
dünyayı asaletleri ile güzelleştiren kadınlar. Mahremlerini konuşmayı
zul addederler, görüntü salaklığı yapmazlar, güzelliklerinin malzeme
yapılmasından rahatsız olurlar vesaire vesaire. Fazla söze gerek yok bu
güruhu tanımlamak için. Dileğim şu; her akl-ı selim erkeğin başına
gelebilecek en güzel şeydir asil kadın!.. Bunlardan da, çok nadir de
olsa, chatin bir kaç yerine serpiştirilmiş, var; kıymetleri bilinsin,
kâfî…
Erkekler mi ?
Fırsatım olduğunda, bizi de geçireceğim kalemimin süzgecinden; sıkıntı yapmayın hatunlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder